28 Aralık 2008 Pazar

Yapma Bunu Yapma Bunu


Yeni yıla yaklaşırken birkaç konuklu televizyon programlarında (hadi barış,sağlık,zart,zutu geçtim) -bütün dünyaa buna inansaa.. söylenmesin artık.Hatta ayarı kaçırıp -bir başkadır benim memleketim aman haa çok fena...
B.B- takılma bunlaraaa...
H.İ.Ç- napiim abi

24 Aralık 2008 Çarşamba

Ş.Ligi Kupasını da İstiyoruz...


Pire için yorgan yakılmaz ama BJK ya olan sempatimi bu adamı (bi de demirçeneyi) gördükçe yitiriyorum.Şadan Kalkavan Beşiktaş eski yöneticilerinden,tersaneci,para gani anlıcağın, ha bi de sağlam fettullahçı.Bi zamanlar Aziz Yıldırımın ''Galatasarayın UEFA kupasını alması tesadüf'' demecine nazire yaparcasına hatta daha da uçarak o seneki başarıları fettulah hocanın dualarına bağlıyor muhterem.O dönemlerde arkadaşın escortluğunda bütün takım fettullahın yanına gitmiş hoca bunları bi güzel okumuş üflemiş sonuç ortada kupa Galatasarayın... Olaydan bahsederken hocanın motivasyon yöntemlerinin ne kadar güçlü olduğundan da sözediyo.(Fatih Terim duymasın)Velhasıl o dönem bi çok futbolcusu yabancı olan takım bi güzel efsunlanıyo ''taktiği'' kapıp önüne geleni deviriyo...Kadrodaki ''ılımlı'' futbolcuların varlığının da etkisiylemidir bilinmez herşey süper gidiyo.
Be güzel kardeşim Beşiktaşın günahı ne tut şu çocukların kolundan bi gün hiç değilse lig şampiyonluğu için götür hocaya,ha olmadı getir bi Hagi koy orta sahaya,o zaman gerek kalmaz hocaya...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Yaşar Puyiiiii

Geçenlerde Saba Tümerin hatrına yaklaşık kırk dakika kadar izledim zaatı muhteremi Haber Türk'te. Değiştim başlığı altında bir sürü süslü cümleler kurdu ne de olsa lambada gömleğini çıkarmıştı üstünden. Ee tabi çıkan gömleğin yerine bişeyler giymesi gerekiyodu sonuçta.Programda üstünde ''Read Quran Charge Your IMAN'' yazılı ''mesaj kaygılı '' tshirt vardı.Parayla imanın kimde olduğu belli olmazz klişesine inat ben burdayım içim neyse dışım da odur demeye getiriyodu. Ya da dışı kadar içi vardı bu ona yetmişti.Kurtlar vadisinin ömer hocası tadında cümleler,buram buram duygu sömürüsü kokan benzetmeler... ağzı iyi laf yapıyo Yaşarın. Uzun uzun Hac ziyaretinden bahsetti yaşadığı yoğun duyguları anlatırken yüzü gülüyodu ''güzel''. Uhrevi örnek manyağı yaptı o gece izleyicileri. (neymiş efendim arının bal yediğini gördünüzmü, ineğin süt içtiğini ama arı bal yapar inek te süt gibi..) bazen sonunu bi yere bağlamakta zorlandığımız bi sürü ''gerekli bilgi''.Buzağı ne si....mi içiyo deyip polemiğe girmek var,hadi neyse...Bi ara ciddi uçuşa geçti arkadaş Arabistanda namaz vakti millet dükkanlarını kapatıp caddelerde sokaklarda namaz kılıyomuş bu çok hoşuna gitmiş ''niye benim ülkemde de böyle olmasın'' diye yakınıyo,bu dileğini bi de örnek vererek taçlanırıyo ''on kasımda Atatürk için bir dakikalık saygı duruşu yapılıp hayat o an için duruyo da günde beş defa namaz vakti bu yaşansa olmazmıymış...Peh peh peh...Var bi problemi belli zemzem kafa yaptı desem yok sanmıyorum... Çok ta kale almaya değmez.
Programın ilerleyen dakikalarında eski manken tayfasından Engin Koç la Yusuf Azuz da katıldı programa.Engin aynı kafa Yaşarla sağlam dekoder lazım... Tabi muhabbet eskilerden gırgır şamata ama bizim işgüzar Yaşar arada sokuşturuyo uhreviyattan incileri araya.Muhabbetin bi noktasında nasıl olsuysa ölümle yaşama getirdi Yaşar konuyu inanın anlayamadım. Yine kendi ekolüne has ses tonuyla başladı konuşmaya, bebekler dünyaya gelirken ağlarmış neden çünkü öldüklerini sanarlarmış(Bilgi). Bu konu üzerinde konuşmaya niyetliydi ki bu üçlünün suskun golcüsü Yusuf girdi devreye,hemde ne giriş Yaşarın gözlerine baka baka ''yanlışın var tüm çocuklar fenerli doğar o yüzden ağlar sonradan doğru yolu bulup susarlar öyle öldüklerini falan sandıklarından değil'' deyi deyi verdi... Saba gülmek sana çok yakışıyo çok...

15 Aralık 2008 Pazartesi

Tepkime #2

Yedinci karşılaşmalarıydı.Saymayı huy edinmiş birine göre gerekli fakat önemsiz bi detaydı. Bıraktı saymayı. Zaten rüzgarla şişen yelkenin ters döndüğünü biliyordu,aslında dümeni kırarak bunu kendi sağlamıştı.Sanki memnundu bu durumdan , ilerlemenin çözümünü kürek çekmekte buldu rüzgar rüzgar nereye kadar.Kafasında yarattığı düşünceler kısa süre de olsa kontrolü ele geçirmişti.Küçük bi ders gibiydi aslında tüm bunlar.Spontane yaşamı sürekli kılmış biri için artık reel ve planlı bi yol inceden görünmeye başladı...



Vanessa Hessler


Gerçek olimpiyat ruhu...

10 Aralık 2008 Çarşamba

Biz#4



Bi gelen olur...